ANKARA – BHA
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Avşar’a göre, Erdoğan’ın bu yılki BM Genel Kurulu konuşması, klasik bir lider beyanından öte, “küresel adalet vizyonunun somutlaştığı bir dış politika manifestosu” niteliği taşıyor.
Prof. Dr. Zakir Avşar, Türkiye’nin dış politikada izlediği çok yönlü stratejiyi değerlendirirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM kürsüsünden verdiği mesajları şu sözlerle özetliyor:
“Gazze meselesinde kullanılan açık ve güçlü dil, Türkiye’nin sadece kendi güvenlik endişeleriyle değil, küresel vicdan ve adalet anlayışıyla hareket ettiğini göstermektedir. ‘Gazze’de savaş değil, tek taraflı bir imha var’ vurgusu, uluslararası kamuoyuna net bir uyarıdır.”
Avşar’a göre Türkiye, bu süreçte krizlerin dışında duran değil, aktif olarak diplomatik çözüm arayan ve geliştiren bir ülke profili çiziyor. Suriye, Ukrayna, Kafkasya ve Afrika’da oynadığı arabulucu rol, bu yaklaşımın somut örnekleri arasında yer alıyor.
Prof. Dr. Avşar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle BM’nin yapısal sorunlarına yönelik eleştirilerini de yapıcı bulduğunu belirtiyor. “Dünya beşten büyüktür” söyleminin sadece bir eleştiri değil, daha adil ve kapsayıcı bir uluslararası sistem için önerilen bir modelin ifadesi olduğunu vurguluyor.
“Erdoğan’ın konuşması, sadece tepkisel değil, sistem kurucu ve çözüm öneren bir içerik taşıyor. Bu yönüyle Türkiye, eleştiren değil, yön gösteren bir ülke konumuna yükseliyor.”
Prof. Dr. Zakir Avşar, Türkiye’nin dış politikasındaki çok yönlü yaklaşıma da dikkat çekiyor. Erdoğan’ın temaslarının, Doğu Akdeniz’den Afrika’ya, Kafkasya’dan ABD ilişkilerine kadar geniş bir alanda** eş zamanlı yürütüldüğünü belirten Avşar, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Türkiye artık sadece doğuya ya da batıya bakan bir ülke değil. 360 derece diplomasiyi esas alan, hem kendi bölgesinde hem de küresel ölçekte etki oluşturma kapasitesine sahip bir aktör.”
Prof. Dr. Zakir Avşar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu konuşmasının sadece güncel gelişmelere dair bir açıklama olmadığını; Türkiye Yüzyılı vizyonunun dış politikadaki tezahürü olduğunu vurguluyor.
“Bu konuşma, 21. yüzyılın uluslararası düzenine Türkiye tarafından yapılmış bir vizyon sunumudur. Erdoğan, dünyaya adalet, denge ve çözüm temelinde bir çağrı yapıyor.”.