ANKARA – BHA
Prof. Dr. Zakir Avşar, konuyla ilgili değerlendirmesinde, önerinin yüzeyde şeffaflık ve halkın bilgi edinme hakkı gibi demokratik değerlerle uyumlu görünse de, zamanlama ve siyasi bağlam açısından bunun yalnızca bir şeffaflık talebi olarak değerlendirilemeyeceğini savundu.
Avşar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 183. maddesinin duruşmaların naklen yayınlanmasına izin vermediğini hatırlatarak, CHP’nin bu hukuki engeli bildiğini söyledi. Ona göre bu çağrı, davayı “siyasi kumpas” söylemi çerçevesinde yeniden kurgulama ve kamuoyunda mağduriyet algısı yaratma amacı taşıyor.
Yazıda, Cumhur İttifakı’nın “yayınlayalım, millet görsün” tavrının, sürecin şeffaf yürütülmeye hazır olunduğu mesajını verdiği belirtildi. Avşar, bu yaklaşımın CHP’yi stratejik bir açmaza soktuğunu ifade ederek, canlı yayının gerçekleşmesi durumunda davadaki iddiaların doğrudan kamuoyuna yansıyacağını, yayının reddi halinde ise CHP’nin “şeffaflıktan kaçıyor” eleştirilerine maruz kalabileceğini vurguladı.
Avşar, şeffaflığın demokratik toplumlar için vazgeçilmez olduğunu ancak yargı süreçlerinin popülist bir medya şovuna dönüşmesinin adaletin tarafsızlığına zarar vereceğini kaydetti. Hukukun üstünlüğü ve usul kurallarına bağlı kalarak gerçek şeffaflığın sağlanabileceğini belirten Avşar, meydan okumanın televizyon kameraları önünde slogan atmakla değil, somut deliller ve tanıklarla yüzleşmekle mümkün olduğunu söyledi.
Canlı yayın için hukuki düzenleme yapılması halinde bunun, tarafların haklarını güvence altına alacak titizlikte hazırlanması gerektiğini vurgulayan Avşar, “Türkiye’nin esas meselesi, yargının siyasallaşmasına fırsat vermeden adaletin kamu yararı ve toplumsal denetimle birlikte yürütülmesidir” ifadelerini kullandı.