Yayman, “Deprem gündeminin dahi önüne geçti. Ulusal güvenlik meselesi haline geldi” dedi.
Art arda kara para aklama soruşturmaları, Tiktok canlı yayınlarındaki fenomenlerin akıl almaz hareketleri. Son günlerde sosyal medya platformlarındaki olaylar Türkiye’nin en önemli konularından biri haline geldi. A Haber’e konuşan Türkiye Büyük Millet Meclisi Dijital Mecralar Komitesi Başkanı Hüseyin Yayman, sosyal medya platformları ve fenomenlere yönelik çok ciddi çalışma içerisinde olduklarını söyledi. Yayman’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bunlar yargıya intikal eden hadiseler bu konularla ilgili benim fikir beyan etmem doğru değil ama sokakta söylenen bir söz var lütfen çocuklarımızı, ailelerimizi koruyun devlet nerede, devlet harekete geçsin ve adına fenomen diyen ama neyin fenomeni olduğu belli olmayan insanlarla ilgili muhakkak bir hukuki takip mali takibin yapılması gerekiyor. Hatay’dan yeni geldim deprem bölgesinde de en çok konuşulan konular bunlar. Başta TikTok olmak üzere dijital mecralar konusu sokağın en önemli konularından bir tanesi. Ve bir ulusal güvenlik meselesi haline gelmiş durumda. Deprem gündeminin dahi önüne geçmiş durumda.
Ben söyleyecek söz bulamıyorum ve kelimeleri seçerek özenle kullanmaya çalışıyorum. Fenomen hangi konuda fenomen? Ne yapmış? Hangi değeri üretmiş? Hangi eğitimleri almış? Hangi konuda bir fikir sahibi olmuş?
Biz böyle büyüdük. İnsan bir iyilik sahibi olur, erdem sahibi olur. Doğru insan olur, örnek insan olur. Model insan olur, iyi bir anne olur, iyi bir baba olur. İyi bir hekim, iyi bir yazar olur. Bu iyileri uzatabilirim. Ama sonuçta topluma rol model olma iddiasında olan ve gerçekten 85 milyona kötü örnek olan çocuklarımızın zihinsel gelişimini olumsuz yönde etkileyen eğitimlerini olumsuz yönde etkileyen bu uygulamalarla ilgili muhakkak düzenlemeler yapılması lazım. Biz komisyon olarak bu konuda fikir beyan ederiz. Perşembe günü de toplantımız var. İnsanlar bizi telefonla arıyorlar mesaj yazıyorlar. Siz ne zaman harekete geçeceksiniz diyorlar.
Adına tırnak içinde bilmem ne kızı diyen bir kişinin çıkıp orada müstehcenlik görüntüleri vermesini kabul etmek mümkün olabilir mi? Örneğin Ankara’da Kızılay Meydanı’nda düşünün bir kişi Allah korusun tasvir etmekten söylemekten bile hicap duyuyorum utanıyorum, düşünün soyunmaya başlıyor etrafta olan insanlar ona para takıyorlar ya da para bağışlıyorlar. Bu ne kadar hayatın olağan akışına ters bir şey ise bir dijital meydanda böyle insanların müstehcen görüntülerle soyunması teşhircilik yapması ve bunların örnek insanlar olarak ortaya çıkması asla kabul edilemez. Asla doğru değil.
Bu sosyal medya meselesi bir ulusal güvenlik meselesine dönüşmüş durumda. Muhakkak devletimizin kurumları harekete geçecektir. Biz de TBMM Dijital Mecralar Komisyonu olarak 7 Aralık’ta milletimizin her kesiminden şikayetine yol açan ve pek çok Avrupa ülkesinde yasaklı halde bulunan TikTok’un temsilcisini çağıracağız ve kendisine komisyon üyelerimiz sorular soracak. Komisyon üyelerimiz ne soracak onları bilemem ama benim soracağım soru şu olacak senin yakınların sizin yakınlarınız sizin aileniz bu TikTok’u takip etmiyor mu? Hiç mi bakmıyorsunuz siz? Burada neler oluyor şeklinde değerlendirmiyorsunuz? Öğretmenlerden velilere, anne-babalardan toplumun bütün kesimleri TikTok’taki bu video paylaşım konusunda şikayetleri var. Diğer sosyal medya platformlarıyla ilgili de şikayetler var. Türkiye’de yaklaşık 72 milyon internet abonesi var ve 62 milyon sosyal medya kullanıcısı var. Düşünün bir insan 24 saatin 7 saatini internette geçiriyor. Bu 7 saatin 3 saatini de sosyal medyada geçiriyor. Be kardeşim yemiyor musun, içmiyor musun, dinlenmiyor musun, hiç mi bir işin yok? Ayrıca televizyon kuşaklarında da kadın programlarıyla ilgili milletimizin çok ciddi şikayetleri var. Biz komisyon olarak bu konuda bir yaptırımımız yok. Ama bizim kararımızın sembolik bir önemi var.
Gerekirse RTÜK ve BTK ile görüşerek bant daralma reklam yasağının getirilmesi lisans iptali ve diğer uygulamaları muhakkak bizim konuşmamız lazım. Artık insanlar bir günün 7 saatini internette geçiriyorsa bu mesele artık bir ulusal güvenlik meselesidir her gündemin önüne geçmiştir.”
