‘Şehir yok edici’ asteroit Ay’a çarpabilir: Risk yüzde 4,3’e yükseldi – Birlik Haber Ajansı

ANKARA-BHA

Dünya için bir dönem ciddi tehdit oluşturduğu düşünülen 2024 YR4 adlı asteroidin yönü değişti. Ancak bu kez Ay risk altında. NASA’nın yeni verilerine göre, 2032 yılında bu gök cismi Ay’a çarpabilir.

Şubat 2025’te yapılan ilk analizlerde asteroidin Dünya’ya çarpma ihtimali yüzde 3,1 olarak açıklanmıştı. Çapı 53 ila 67 metre arasında değişen ve “şehir yok edici” sınıfına giren asteroid, Tunguska olayına benzer bir felakete neden olabilecek potansiyele sahipti.

Dünya rahat bir nefes aldı, Ay için risk arttı

Daha sonraki gözlemler bu riskin Dünya açısından neredeyse sıfıra indiğini ortaya koydu. Ancak aynı süreçte, Ay için yapılan yeni hesaplamalar dikkat çekici bir artış gösterdi. Daha önce yüzde 3,8 olarak tahmin edilen çarpma ihtimali, şimdi yüzde 4,3’e yükselmiş durumda.

Mikroplastikler tarım yoluyla soframıza kadar ulaşıyor

Her ne kadar bu oran hâlâ düşük kabul edilse de, Ay gibi durağan bir gök cismi için bu seviyedeki bir olasılık bilimsel çevrelerde heyecanla karşılanıyor.

JWST verileriyle güncellendi

James Webb Uzay Teleskobu’nun (JWST) Mayıs 2025’te gerçekleştirdiği gözlemler, çarpma olasılığı hesaplamalarını güncellemede kritik rol oynadı. Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’ndan Andy Rivkin’in liderliğinde yürütülen çalışma, asteroidin yörüngesini daha hassas biçimde modellemeyi mümkün kıldı.

Bilim insanları, hesaplamaların henüz kesin olmadığını ve daha fazla veriyle risk oranının yeniden gözden geçirileceğini belirtiyor. Şu anda Dünya’dan gözlemlenemeyen asteroidin bir sonraki yakın geçişi Aralık 2028’de gerçekleşecek. Bu tarihte elde edilecek yeni verilerle risk oranı daha net biçimde ortaya konabilecek.

Ay’a çarpma olursa ne olur?

Olası bir çarpışma, Ay’ın yapısı hakkında önemli bilgiler sağlayabilir. Bilim insanları, çarpma durumunda yüzeyde geniş çaplı bir krater oluşmasını ve bu kraterin uzun süre boyunca gözlemlenmesini bekliyor.

Bu da Ay’daki jeolojik süreçler, yüzey yapısı ve krater oluşum dinamikleri açısından eşsiz bir bilimsel fırsat anlamına geliyor.